Üniversite sınavına hazırlanırken rehber öğretmenimiz internette genç kitlenin oldukça aktif kullandığı sözlülerde üniversitenin nasıl tanımlandığına dair bize bir kaç örnek sunmuştu. Üniversite öğrencilerinin ağzından üniversitenin tanımlarını okumak bir fikir edinmek için oldukça iyi bir yöntem gibi gözüküyor. Genelde mizah amaçlı kullanılan bu platformlar farklı tecrübeleri konu başlıkları altında incelemek için fırsat yaratıyor. Bende bu başlık altında ekşi sözlükte ‘üniversite’ konu başlığı altında beğendiğim en iyi on yorumu sizlere sunmak istiyorum!
1- Öğrenciyi adam yapan yer. Lisenin kollektif yaşamından sonra insana kendi sorumluluğunu almasının öğreten, birey olduğunu hatırlatan, sadece hayatta bir süreç olarak görülmemesi gereken, insanın ileriki yaşamında hayattaki duruşunu belirleyen, kişiye, ders dışında da çok şey kazandıran eğitim kurumu.
2- İlk üniversiteler 12. yy’da şekillenmeye başladılar. Rönesansın gelişi ile üniversite hem soylu gençlerin hemde dönemin dahilerinin gittiği bir yer oldu. Pozitif bilimler, tıp, edebiyat ve dinbilim dersleri en popüler olanlardı. Dikte sistemiyle öğretim yapılırdı, kaynak bulmak çok zordu ve genelde okulu bitiren öğrenciler ya hoca olurlar ya da devletin hizmetine girip yüksek makamlara kadar çıkarlardı.
3- ‘Oku da adam ol!’ çağrısına kulak kabartan her körpe beynin bineceği otobüs..Geçtiğin yolları eleştirme hakkına sahip olmakla birlikte binmek istediğin otobüsü de inmek istediğin yeri de hür iradenle seçtiğinin farkında ol ki ; Sen inince bavullarını veren muavin ya da hostes şoföre ‘devam’ dediğinde tekerleklerin çıkardığı toz bulutu o güzelim elbiseni kirletmesin!
4- Bitirdikten sonra tekrar tekrar geri dönmek istediğim yer, daha 1 sene bile olmadan deli gibi özlediğim yer… Her ne olursa olsun çalışmaya başladıktan sonra değeri daha da anlaşılan yer… Eğer ki iyi bir üniversitede, konularında gerçekten iyi olan öğretim üyeleriyle büyüdüyse kişi ve her bir tartışmadan keyif aldıysa, zaman zaman yeter be denilip denilip, tekrar keyifle gidildiyse, hayata bakışı değiştirebilecek kadar kuvvetli bilgiler aktarılabildiyse üniversite okunmuştur, evrensel olan bakış ve yerel olanı anlayabilmek, hepsine aynı derecede yakın ve uzak olmak, istediğini mantığıyla seçebilmeyi öğrenmek, araştırmayı, bulmayı, öğrenmeyi, hayatı, pratikliği teorilerden çıkarmayı öğrenmek belki de üniversite… Üniversite fildişi kulelerinin merkezi ve her geçen gün en azından benim için özlenen yer… Kimin kiminle yattığının değil de, post modernitenin dedikodusunun yapıldığı, nietchzenin çekiştirildiği, kavramların uçuştuğu, gözlerin tartışırken bilgiyle parladığı yer… Hayal gücünü geliştiren, bilginin gücünü kullanmayı öğreten evren site…
5-Türkiye’de lisenin devamı olan eğitim kurumu olarak algılansa da, gerçekte eğitim vermek üniversitenin amaçlarından sadece bir tanesidir. Üniversite esasen bilim üretme amaçlı olan bir kurumdur ve üretilenlerin öğrenmek isteyenlere aktarılması ikinci amaçtır. Bilimin yanı sıra kültür, sanat ve spor gibi alanlarla da üniversitelerin ilgilenmesi sıradan bir şeydir. Bu yüzden üniversiteleri bu tanıma daha uygun olan ülkeler bu alanlarda daha başarılıdır; ve yine işte bu yüzden, sırf bu yüzden Dünyanın en iyi 50 üniversitesi (gerçi 150 olsa ne yazar) arasında bir Türk üniversitesi görmek maalesef hayaldir.
6- ülkemizde; bilginin metaya, öğretim elemanının satıcıya ve öğrencinin müşteriye dönüştürüldüğü, piyasa temelli bir toplumsal yeniden yapılandırma mantığıyla büyümeye çalışan bir yer haline gelmiştir. var olan ve ısrarla sürdürülen bu Yök mantığıyla ortaya çıkan durum acıdır. bilimsel üretimden uzaklaşmış, insanlığı sarsacak yayınlarıyla değil kenti sarsacak sponsorlu bahar şenlikleriyle adını duyuran, yasaklamalarla öğrencilerini dışlayan bu yapının yeniden şekillenmesi gerekmektedir.
kamu kaynaklarının vakıf üniversitelerine kaydırılması hali bu hızla devam edip, şirket yönetim kurulları gibi çalışan üniversite kurulları olduğu sürece, reklamlara bulanmış kantinler uygulama laboratuvarlarından büyük olacaktır.
7- Aklı başında bir genç için, bilgi ve zihniyet açısından bulunmaz bir nimettir. ne yaptığının farkında olan biri için aileden farklı bir şehirde okunması kişiye çok şey katar. ailenin çocuğunu başka bir şehire göndermesi oldukça zor bir karar. fakat kişinin yetişme şekli, aile yapısı, çevresi bu kararı aile adına biraz olsun kolaylaştırıyor. üniversite için evden ayrılınca, ailenin yaptığı fedakarlıklar, içinde bulunduğu ruh hali daha da iyi anlaşılıyor. anne her aradığında titreyen bir ses duymak insana farklı bir güç, olgunluk katıyor. baba her aradığında gizlenmeye çalışılan korku, insana evinden uzakta iken cesaret veriyor.
8- Bir insanın Türkiye’de yaşayabileceği en güzel zamanı yaşamasını sağlayan, unutulmaz dostluklara ev sahipliği yapan, farklı kültürden gelen insanlarla iç içe yaşamanın keyfine varılan, her daim ‘özlenen’ bir şeydir üniversite. ‘şey’ diyorum çünkü şey kelimesinin yerini doldurabilecek bir kelime, bir sözcük bulmakta zorlanıyorum. (lise 2’de felsefe hocam; ilk dersinde bize, “şey” kelimesini anlatmıştı. psikoloji ve felsefe’de bu kelimenin önemli olduğunu; bazı şeyleri açıklarken çoğu zaman “şey” kelimesini kullanacağını, kullanıldığını ve bu kelimeyle sık sık karşılaşacağımızı anlattı. o andan beri o hocaya hayranım.) şey yerine, ‘yer’ demek istersin ama bir üniversite yer’den çok daha uçsuzdur (sonsuzdur). sanki zaman ve mekanla sınırlı değildir. insanın hayallerine, umutlarına, özlemlerine, aşklarına, mutluluklara ve daha nice duyguya, kavrama ev sahipliği yapar. üniversite yaşamı, insanın neredeyse hayata dair her şeye tanık olduğu zamanlardır. hiç bitmez sanırsın üniversitedeyken, ağabeyler, ablalar “hemencecik biter; merak etme, alışırsın, zamanını iyi değerlendir” diye söylerler. o zaman ağabeylere, ablalara kulak asmazsın, anlamazsın tâki son senen gelip de bir abla, bir ağabey olarak alt sınıftaki öğrencilere, öğüt veren olduğun zaman anlarsın: “iyi değerlendirin, hayatınızın en güzel zamanları olacak, biliyorum söylediklerimi hafife alıyorsun; alma, dilediğiniz gibi yaşayın…”
9- Üniversite, o güne kadar geçilmiş tüm okullardan farklıdır; ayrı bir dünyadır.
ilköğretim ve lise dönemlerinde her zaman tatil olsun diye beklemişizdir. tatil olsa da yarın gitmesek diye düşünmüşüzdür. çünkü ilköğretim ve lise okullarında gerçekten sıkıcı ve sert etkenler vardır. okul üniforması gibi sıkıcı ve monoton bir kalıba sokulmak, istediğiniz her şeyi yapamamak gibi.
ancak üniversite böyle değildir. üniversiteler, üniversiteli olan tüm gençler için çok önemli bir şans, çok önemli bir kıdem arttırıcı etken olmasının yanı sıra, aynı zamanda da çok önemli bir özgür ve sosyal bir ortamdır. eğer çevreniz de iyiyse, arkadaş ortamınızda her daim kahkahalar ve mutluluklar bir arada bulunuyorsa, dersiniz olmasa bile bunun tadını çıkarmayı bilmeli, gençliğinizde yapmayıp da, ileride “yahu o kadar üniversite okuduk, ne ortamlarımız vardı, ama şunu da yapmadık be hacı” dememek için elinizden geleni ardınıza koymamalı ve gençliğinizin belki de en hareketli, en rahat ve en güzel günlerini en verimli şekilde dolu dolu yaşamalısınız. her senenin başında “okul başlıyorrrrr, eyvahhh, napcaz şimdi yaaa, offf üşeniyorum ama bennnn, derslerrrr, şeytan diyor okulu bırakkkk, bıktım bu okuldannn, canımdan bezdiimmm, off beaaaa” gibi lüzumsuz yakınmalar size hiç bir şey kazandırmayacağı gibi, zamanı geldiğinde okulu bitirip sudan çıkmış balığa döndüğünüzde bazı şeylerin kafanıza acı bir şekilde dank etmesini sağlayacaktır emin olun.unutmayın ki, derslerinizin zorlukları hiç bir zaman üniversiteden mezun olduktan sonra yaşayacağınız problemler, sıkıntılar, gelecek kaygıları ve benzeri zorluklardan daha zor olmayacaktır. gerçek hayat “öğrenci” sıfatından tam anlamıyla çıktıktan sonra başlayacak; başlayana kadar öğrenciliğinizin tadını çıkarın.bugün belki dersiniz yok diye, nasıl olsa yoklama da alınmıyor diye boş boş evde yatıp yuvarlanmak hoşunuza gidiyor. bunun bir kaç sebebi olabilir, örneğin trafikle boğuşmaktan bıkmışsınızdır veya o gün için başka özel bir işiniz, bir randevunuz vardır. tamam haklısınız eyvallah. ancak zaten anlatmak istediğimiz şey “ististasız olarak her gün okula gelin” demek değil, kafanızdaki üniversite tanımını değiştirmek, yanlış olan zihniyeti ortadan kaldırmak. tüm bunları bir kenara koyarak düşünelim. şayet yukarıdaki sebepler olmadığı halde üniversiteyi sadece “ders yapılan bir yer” olarak görüyor ve algılıyorsanız; türkiye gibi insanların çok büyük bir bölümünün gerek ekonomik gerekse de mental yoksunluklardan dolayı üniversitenin ü’sünü bile hayal edemediği bir ülkede eğer “üniversiteli” olma konumuna erişmişseniz, nerde olduğunuzun farkına varmalı ve ona göre bu “üniversiteliliğin” tadını çıkarmalısınız. Zira türkiye’de “üniversiteli” olmak, çok gencin hayallerini süsleyip de erişemediği konumda olmak demek.”üniversitelilik” döneminiz, çok büyük ihtimalle gençliğinizin en güzel, en az sıkıntılı, en rahat günleri olarak tarihinize geçecek. bunu eğer şu anda anlayamıyorsanız, zamanı gelip üniversiteden mezun olup da iş hayatına atıldığınızda ya da sudan çıkmış balık misali ne yapacağınıza karar veremediğiniz buhranlı dönemde hatırlayıp iç geçirdiğinizde anlayacak, “o diil de bir üniversite hayatım vardı noooldu ona?” diyeceksiniz…akıllara yazmak lazım. üniversite sadece “ders ortamı” değildir, üniversite bir “gençlik iksiri”dir.ortamınız mı yok; yaratın. bol bol insan kazanın, dost edinin. edindiğiniz dostluklar ömürlük olsun. organizasyonlara katılın, yönetin, uğraşın, birleştirici olun, anı biriktirin. bunları uyguladığınızda üniversite kavramına bakışınızın nasıl değiştiğini ve ne kadar mutlu olduğunuzu göreceksiniz.son olarak; üniversite aynı zamanda gençliğinizin evidir. kullanın, kullandırın. çok değil; bir süre sonra o evi isteseniz de kullanamayacaksınız.
10- Ülkemizde, gayesinin salt bilgi dağıtmak olduğu düşünülmektedir. ancak bu kurumların amacı sadece bilgi dağıtmak değil, aynı zamanda bilimsel düşünce metodunu öğretmektir. üniversite adını hak eden bir kurum bilimsel bir tutum ve zihniyet ortaya koymalıdır.
Yorumlar böyle!
Daha fazla yorum okumak isterseniz konu başlığına buradan ulaşabilirsiniz!
Son olarak, burada gördüğünüz gibi herkesin kendince üniversite tanımı ve yorumlaması farklıdır. Düşünceniz ne olursa olsun kendi tanımınızı yaratmak için bu deneyimi tatmalısınız!