Haziran 2018

3 Posts Back Home
Showing all posts made in the month of Haziran 2018.

Yazılamayanları Yazma İsteği

Bazen böyle deli gibi yazmak istiyorum. Tam anlamıyla sokak ağzıyla, ne var ne yoksa sayıp dökmek, isim vererek yaşadıklarımı olduğu gibi aktarmaya hasret kalıyorum. Pucca’nın daha sadece blogger olduğu, olan biteni takma isimlerle yazdığı zamanlardan bu yana başına gelenleri tüm yanlışlarına ve baskıcı bir topluma rağmen olduğu gibi kaleme alan bir sürü bloggerla karşılaştım. Özel hayatlarını korkusuzca yansıtıyorlar ya satırlarına bazen gerçekten imreniyorum. Cesaret işi çünkü. Kim ne söyler diye düşünmeden, olduğu gibi her şeyi internet gibi kabus bahçesi bir ortamda yayınlamak baya deli işi. Günlükler öyle değil mesela küfür ede ede içinden geldiği gibi her şeyi yazabiliyorsun. Hani sadece kendine sakladığın sırların, kimsenin bilmediği hiç olmamış saydığın anıların ya da sadece sana özel, seninle alakalı duyguların. Bu insanlar her şeyi, hepsini bire bir döküyorlar bu satırlara, okurken kahkalarla gülüyorsun, şaşırıp kötülüyorsun ama okuyorsun işte. Öyle ya da böyle çekiyorlar seni kendilerine. Bir ara öyle bir şey denemek istemiştim. Hani…

Erkekler ve Stratejiler

Üniversitenin en güzel yanlarından biri ergenlikten yetişkinliğe geçiş döneminde her iki cinsiyeti de yakından gözlemleme şansına sahip olmak sanırım. Aradaki biyolojik ve duygusal farkı görmezden gelip samimi dostluklar kurmaya başladığın noktada her zaman arada derin bir uçurum olduğu varsayılan karşı cinsi düşünce bakımından daha yakından tanıma fırsatı elde ediyorsun. Flört, arkadaşlık ve dostluk üzerine tüm tecrübelerin pekiştiği bu dönemde erkeklerin genelinde bambaşka bir sendrom başlıyor. Popüler kültürde ‘hızlı yaşam’ olarak adlandırdığımız evreyi yaşamanın ardından ‘temiz bir aile kızı bulup, düzenli bir hayat istiyorum’ evresinin tam üzerinde bunlara bir şeyler oluyor. Sanki aylardır tanıdığın adam gidiyor yerine kafayı daha fazla para kazanma ve düzenli bir hayata sahip olma hayalleriyle bozmuş bir kişilik geliyor. ‘Ohoo kopuyor muyuz bu gece’ cümlelerinden sıyrılıp ‘birikim yapmam lazım, yaşım ilerliyor’ cümlelerine maruz kalıyorsun. Bu o kadar ani bir değişim ki, ‘noluyor be’ derken senide içine alıp yutuveriyor. ‘Büyüdük mü cidden o kadar ya’ diye düşünüp dururken…

Kördüğüm

O kadar uzun zamandır yazmadım ki. Defalarca panele girip çıktım oysa. Otobüste başımı cama yaslamış müzik dinlerken binlerce cümle dönüp durdu kafamda, uyumadan önce onlarca konu buldum yazacak. Ne çok eksik, ne çok fazla, yorumlayıp kurdum. Ama ne zaman geçsem bilgisayarın başına bir kelime bile yazamadım. Giriş cümlesi benim için en önemlisi. Doğru bir başlangıçtan sonra akıp gidiyor o yazı çünkü, biliyorum kendimi. Dışarıda kelimeleri ruhumdan süzerken akıp giden o cümlelerden, bilgisayar başına geçtiğim zaman küçük bir parça bile kalmadı. Neredeyse gerçekten yazamayacağımı düşündüm.  Sebeplerim var aslında, anlatmak istediğim bir çok şey var. Bir arkadaşla oturup konuştuğunda yarattığın o samimiyeti hep buraya taşımaya çalıştım. Hep aynı dürüstlükle, belki sadece biraz daha süsleyerek anlattım her şeyi. Şimdi anlatamıyorum, çünkü bazı şeyler sana kalmalıymış, galiba büyüdükçe özelleştiriyorsun hayatı. Yeni fark ediyorum. Son yazımdan bu yana bir çok şey değişti. Hayatımda ilk kez bu panelin başına geçip bazı yazılarımı geri çektim, sanki yazdıktan ve…

Navigate
Verified by MonsterInsights