Nisan 2016

2 Posts Back Home
Showing all posts made in the month of Nisan 2016.

Ne zaman bir sohbette İtalya adı geçse..

Hayatımın en güzel anısını anlatıcam bugün size. Küçücük bir kızken minicik ellerimle kazandığım en büyük başarımı haykırıcam. Beşinci sınıfın ilk dönemi. Folklör grubumuza bomba gibi bir haber düştü. İtalya’daki çocuk festivalinde ülkemizi biz temsil edicekmişiz. Düşünebiliyor musunuz? Küçücük bir kızın bedeninde bu haberin ne kadar büyük bir mutluluğa sebep olabileceğini? Aylarca uğraştık, geç saatlere kadar çalıştık. Ve yaklaşık 25 günlük uzun bir yolculuğa çıktık. Grubun en küçük üyesiyim o zamanlar, benim yaşımda bir kaç kişi daha var ama boyu en kısa olan kişi olarak sanki hepsinden daha küçükmüşüm gibi bir izlenim yaratıyorum. Öyle ufağım ki düşünün kostümümün cepkenine kadar farklı diğer üyelerden. O yaş aralığının kostümlerinin içinde kayboluyorum çünkü giyince. Sanırsınız bir kostüm kendi kendine dans ediyor, o kadar görünmüyorum. İtalya’ya vardığımız günden itibaren avuçlarımızda nazar boncuklarıyla orada bulunan tüm insanlara Türkiye’nin sıcaklığını hissettirmeye çalıştık. Sokaklarda Atabarını bağırdık, gördüğümüz herkese gülücükler saçtık. Hiç bilmediğimiz, dilini anlamadığımız başka çocuklarla oyunlar oynadık. …

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE

Küçükken henüz ergenlik döneminin başlarında, hani Alacakaranlık, Açlık Oyunları gibi dünyayı sarsan seri akımlarından önce bize sımsıcak gelen, kendimizden bir şeyler bulduğumuz bir kitap serisi vardı her kızın kitaplığında bulunan. İpek Ongun’dan ‘Bir Genç Kızın Gizli Defteri’ Yaşadıklarımızın, yaşayacaklarımızın hikayesiydi belkide.Öyle ustalıkla kurgulanmış bir seri ki kitaplar hayatımızın doğru dönemlerinde okunduğunda bizi anlayan, hatta bu yolculukta rehber olan bir kılavuz durumunda.’Kimse beni anlamıyor’ dediğimiz o dönemlerde Serranın yazdığı günlüklerde anlaşıldığımızı hissettik, yalnız olduğumuz fikrinden vazgeçtik. Hala ne zaman yolum kitapçıya düşse İpek Ongun’un yolumu aydınlatan kitabını ne zaman o raflarda görsem gülümserim. Bazen elime alıp bir kaç sayfa okuyorum ayaküstü, hikayeyi biliyorum, sonunu biliyorum ama bugün bile okumaktan zevk alıyorum. İşte çoğu genç kızın hayatında yeni bir sayfa açan o kitap serisinin üçüncü kitabının adıydı ‘Kendi Ayakları Üstünde’  Lise yıllarının sonuna gelmiş karakterimiz ‘hangi meslek?’ ‘hangi üniversite?’ sorularıyla boğuşuyordu kitapta. Sonra dördüncü kitaba geliyordu sıra,  ‘Adım Adım Hayata’  Benim bu…

Navigate