ÖLÜM BESTESİ
Belki farkında bile değiliz, evrenin hakimiyetinde, ömrümüz bir kum saatinden hallice orada bir yerlerde akışında. Geriye kaç kum tanesi kaldı acaba, bilmiyoruz ki başımızdan geçen onca şeyin o saatin akışına, hızına etkisi var mı? Ya da söylendiği gibi o karar zaten bizden bağımsızca çok öncesinden alınmış, yazılmış mıydı? Bugün ölsem diye düşünüyor insan zaman zaman. Pişmanlıklarını, keşkelerini, yarım ağız tabulaşan kurallarını ve o son an ne hissedeceğini. Hep duygusal, hep çok uçlarda, fazla abartıyla yaşayan bir insan olunca yolculuğunuzun sonunu öyle ya da böyle düşünüyorsunuz. Mesela kaç yaşına kadar yaşayabileceğinizi, ne sebepten öleceğinizi ya da yaşadığınız hayata öldükten sonra biçeceğiniz değeri. Özellikle blogun onuncu yılında ve sanırım Mustafa şehit olduktan sonra, ardımda kalan insanlara fotoğraflar ve paylaştığımız anılar dışında ruhumdan cümleler ve düşünceler bırakacağım için burayı daha çok sahiplenmeye başladım. Söz uçar, yazı kalır misali ben öldükten sonra bile ruhumdan bir parça burada yaşayacak, bir nevi burası beni ölümsüz kılacak.…