Tüm Yönleriyle İkinci Üniversite

Aynı anda iki diplomayla mezun olma hedefi İstanbul’a gelirken verdiğim bir söz ile başladı, İstanbul’da bir okul yazabilmemin tek şartı çift diploma ile mezun olmamdı. Çoğunuzun aklında ‘Neden ÇAP değilde farklı bir üniversite?’ sorusunun canlandığını biliyorum. Çünkü tercih yaptığımdan beri bu soruyu sıkça duydum. Bu yazıda ikinci üniversite için karar sürecimden başlayarak, tercihlerime ve kazandıktan sonra hissettiklerime kadar her şeyi bir bir anlatmayı ve aklında böyle bir fikir taşıyanlara yardımcı olmayı amaçlıyorum. 
Üsküdar Üniversitesi’ndeki Lisans eğitimim (Yeni Medya ve Gazetecilik) devam ederken ikinci senemde tekrar YGS sınavına başvuru yapmak istedim. Üniversite sınavına girerken hissettiğim stresten uzak olunca ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını merak ettiğim için herkesle bir tekrar sınava girdim. Şunu söylemeden geçemeyeceğim, ilk sene girerken yaşadığım heyecan ve stresten o kadar uzak ve rahat bir sınav süreci oldu ki, zaten bir üniversite kazanmış olmanın rahatlığı tuttuğum kaleme kadar yansıdı. Yavaş yavaş, stres yapmadan, acele etmeden ve ‘Acaba kaç puan alırım?’ kaygısı taşımadan huzurla bir kağıt teslim ettim. LYS ‘ye girmeyi zaten düşünmediğim için, açıköğretimden seçeceğim bir bölüm ile rahat rahat okumaktı hedefim. Ancak durum benim planladığımdan biraz farklı gelişti ve zor bir kararın içinde buldum kendimi.
YGS sonuçları açıklandığında gelen puan, ilk sınava girdiğimde aldığımın bile üstünde gelince açıköğretim ile harcamak istemedim. Zaten istediğim zaman ‘sınavsız ikinci üniversite’ yada önceki puanımı kullanarak bir başka bölüm tercihi yapabilirdim.
Acaba ikinci üniversiteyi örgün olarak okuyabilir miydim? Haftalarca araştırdım. Tüm detaylarıyla öğrenmeye ve sistemi anlamaya çalıştım. Yönetmelikte bu konu üzerine yazanları, forumlarda daha önce böyle bir şey denemiş olan insanları.. Aynı anda iki üniversite okuyan insan sayısı az değil ama çoğu bu şansını açıköğretimden yana kullanmıştı ve örgün iki üniversite okuyan insan sayısı maalesef bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı. Riskli bir karardı çünkü eğer tercihlerim sonucu bir üniversiteye yerleşirsem Lisans kaydımın silinme olasılığı vardı. Bu araştırma sürecinde yönetmelikteki bir kaç madde yüreğime su serpti ve beni daha da umutlandırdı diyebilirim. (Bu maddeleri bilmeyenler için buraya link bırakıyorum)  Bu kararla birlikte farklı bir üniversitenin daha öğrencisi olabileceğimi ancak zaten Lisans eğitimi aldığım için sadece Önlisans programlarına başvuru yapabileceğimi anlamış oldum. Daha önce iki üniversite okumayı birden denemiş insanlarla bağlantı kurdum maalesef çoğu seçtikleri ikinci üniversiteyi yarıda bırakmış veya dönem uzatmış olduklarını belirttiler. Bu kararı alırken dikkat etmem gerektiğini ve yorucu bir sürece gireceğimi ifade ettiler. Hevesim biraz kırılsa da vazgeçmeye niyetim olmadığı için önce kafamı toparlayıp iyice kararımı netleştirdim. Yapabileceğime kendimi inandırdıktan sonra tercih sürecinin gelmesini bekledim. O sıra bir gazetede editörlük yapmaya başladım ve deli gibi haber yazıp yayınlamakla kafayı kırdığım için tercihleri kaçırdığımı bile anlamadım. Maalesef çalışma hayatı işin içine girince ruhsal olarak bile o kadar dağılmış oluyorsunuz ki, onca araştırma sonunda tercih yapmayı unutacak duruma gelmişim. Şansımı tamamen kaybetmediğim için hala çok şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü ek tercihlere yetiştim. Ancak burada bir parantez açmak istiyorum siz böyle bir hedefle yola çıkarsanız asla benim yaptığım hatayı yapmayın ve daha çok seçeneğe sahipken zamanında tercih hakkınızı kullanın.
Ek tercih zamanı geldiğinde yüzleşmek zorunda olduğum bir sorunla daha karşılaştım. Puanım tüm özel üniversitelerde tam burslu okumama yetiyor hatta artıyordu ama ben zaten bir üniversitenin öğrencisiydim ve aynı gün, aynı saat olan dersler yüzünden Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilirdim. Bu yüzden bir çok kişinin fikrini alarak ikinci öğretim seçmem gerektiği kararını verdim. Her şey hazırdı ikinci öğretim için uygun üniversite ve bölümleri listeledim, kendime uygun olanları seçtim. Ek tercihe kaldığım için az seçeneğe sahiptim ve kontenjanlarda bir kaç kişi ile sınırlıydı. Bu noktada İstanbul Aydın Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı bölümü sadece bir kişi alıyordu, puanım taban puanının oldukça üstündeydi ancak bir kişilik kontenjan beni epey yorabilirdi. Tabi bu noktada ilk tercihimi İstanbul Aydın Üniversitesi’nden yana kullanmamın en büyük nedeni Üsküdar Üniversitesi’nde yeteri kadar yaşayamadığım kampüs hayatını çok rahat yaşayabileceğim özellikleri olmasıydı. Büyük ve tüm bölümlerin ortak kampüsü, kampüs içerisindeki serbest alanları ve eğitimi ile ilgili öğrenci yorumları beni oldukça etkiledi.

Sonrası zaten malum, açıklanan sonuçlar ve bir kontenjanı kalan İstanbul Aydın Üniversitesi’ne tam burslu yerleşmem. Kayıt aşaması oldukça kolaydı, sıra beklemeden burslu olmanın avantajları ile çok rahat kaydımı yaptırdım. Olur da ikinci üniversiteyi kazanırsanız, kayıt esnasında görevli arkadaş size muhtemelen başka bir üniversitede kaydınızın olduğunu belirtecektir. Açıklamanızı yapmanız onu biraz şaşırtabilir -ki benimle ilgilenen kayıt memuru böyle bir şeyin ilk kez başına geldiğini belirtmişti- ancak sistem iki kaydı da kabul edeceği için sorunsuz bir kayıt süreci olacaktır. İkinci üniversiteye yazıldıktan sonra ilk işim daha önce aldığım derslerden muaflık işlemi gerçekleştirmem oldu. Bu noktada kendi bölümünüze yakın bir bölüm seçmeniz oldukça önem taşıyor. Çünkü ilk dönem alacağınız derslerin çoğu ortak olacağı için muaf olarak daha çok zaman kazanabilirsiniz. 

Ve gelelim neler hissettiğime. Yeni bir üniversite, yeni arkadaşlar ve en önemlisi başarmışlık hissi. Hepsi gerçekten kendinizle ilgili düşüncelerinizi iyileştirip, daha mutlu hissetmenizi sağlıyor. Zorluklarına gelince. Benim için en zor kısmı iki üniversite arasındaki uzaklık. Her gün gidiş-dönüş iki saat yol çekmek zorunda kalıyorum. Bazen yemek yemek için bile vakit bulamıyorum ama bunlara rağmen harika hissediyorum. Çok yorulsam da, çok zor olsa da iki sene sonunda farklı iki üniversiteden farklı bölüm diplomalarıyla aynı anda mezun olacağım. Bunu düşünmek bile güç veriyor.

Bu hafta her gün iki vize ve iki okul arasında çok yoğun bir tempo içinde olacak olsam bile, başarabileceğime önce kendimi inandırarak çıktığım bu yol hayatıma çok farklı bir macera kattı.Çok güzel arkadaşlar edindim, çok önemli insanlarla sohbet etme imkanı buldum ve dolu dolu bir üniversite hayatı yaşıyorum. Tercih sürecindeki korkularım bir bir yok oldu ve boş kalan tek günümü de sevdiğim işi yaparak geçirecek bir imkan buldum. Her gün yeni bir koşuşturmaca, iki üniversite, bir iş geçip gidiyor günler. Eğer ÇAP yapıyor olsaydım, uzayan dönemi bırakın, yeni insanlarla tanışıp bambaşka bir ortamın içerisinde kendimi gösterme fırsatı yakalayamazdım. İyi ki yüreğimin sesini dinleyerek kendi içimden geçeni başarmışım. Bundan sonraki hedefim yüksek lisans ile birlikte açıköğretimden de bir bölüm bitirmek. Umarım iki diploma sonunda o kararımı da bir yazıda sizinle paylaşabilir ve dolu dolu ne hissettiğimi yazabilirim.

Son söz ikinci üniversiteyi seçmek isteyenlere ;
Kendi içinizde kararınızı sorgulayıp tartın. Eğer hala ‘Ben yapabilirim’ diyorsanız kimseye kulak asmadan yolunuza bakın. Yaşayacağınız haz, tüm yorgunluğunuza ve yoğunluğunuza değecek kadar büyük. 

Eğer karar verme sürecinde aklınızı meşgul eden sorularınız varsa bu yazının altına yorum olarak bırakabilirsiniz. Ya da buradaki iletişim kutusundan [email protected] ‘a mail atabilirsiniz. Tüm kuşkularınıza ve korkularınıza bu süreci yaşamış ve şu anda iki üniversite okuyan biri olarak cevap vermeye çalışırım. Umarım her şey inandığınız, düşlediğiniz ve dilediğiniz gibi olur.