Dijital Dönüşüm

Yeniye, değişen düzene ve gelişen teknolojiye ayak uydurma karmaşasının arasından doğan dijital dönüşüm kavramı, özünde yaratıcılığı ve inovasyonu merkez alan bir süreçtir. Özellikle pandemi döneminde toplumsal yapının dijital bilgi ve teknolojilere olan ilgisi bu süreci hızlandırdı ve neredeyse tüm sektörler dijital dönüşüme uyum sağlamaya başladı. Peki aslında çok uzun süredir gündemde olan bu kavram günümüzde neden bu kadar önemli hale geldi?

Dünya teknolojinin ışığında hızla değişiyor ve gelişiyor. Artık her türlü bilgiye ve ürüne tek tıkla ulaşabiliyor ve hayatımızı kolaylaştıran bu dijitalleşme sürecini benimsiyoruz. Bugün dijitale uyum sağlayamayan herkes teknolojinin ve yeninin gerisinde kalıyor. Dijitalleşme bireysel olduğu kadar kurumsal ve sektörel alanlarda da yeniliğe kapı araladı. Artık hepimiz mobil uygulamaları kullanıyor, e-ticaret sayesinde kolayca istediğimiz her şeye ulaşıyor ve sosyal medyada gördüklerimizi hayatımızda uyguluyoruz. Bu üretim ve tüketim ağına gelen dijital dokunuş, tercihlerimizden yaşam tarzımıza birçok gelenekselleşmiş davranışımızı değiştiriyor ve yeniye adapte olmamıza olanak sağlıyor. Dijitalleşme ile birlikte tüketici davranışları ve kullanıcı deneyimleri de başkalaşıyor. Örneğin bugün bir marka reklamı ile karşılaştığımızda önce araştırıyor, kullanıcı yorumlarını okuyor, daha sonra satın alma kararı veriyoruz. Markaların sosyal medya hesaplarından web sitelerine kadar her şeyi inceliyor ve dijital görünümlerine yönelik yargılar sunuyoruz. Bu durum, bugün ticarette fark yaratmak isteyen ve dijitalin gücünü fark eden tüm şirketleri yeniye ayak uydurmaya itti. Tüketici ya da takipçi olarak gözlemlediğimiz tüm kurumlar dijitalde bir kimlik kazanmak ve yeni teknolojinin getirdiği avantajlardan faydalanmak için bir değişim sürecine girdi. İşte tüm bu değişim süreci aslında dijital dönüşümün ta kendisi.

Dijital dönüşüm toplumsal ve sektörel bütün ihtiyaçlara dijital teknolojilerin entegrasyonuyla çözüm yaratma sürecidir.

Dijital dönüşümde, bu sürece bağlı olarak iş yapış şekilleri ve kültürü gelişerek değişir. Aslında bunu en basit şekilde bilgi teknolojilerinin kullanımı ile iş süreçlerinin hızla, para ve zamandan tasarruf sağlayarak dijital ortama taşınması olarak tanımlayabiliriz. Dönüşüm, dijital dünyanın getirdiği tüm kolaylıkları hızla iş sürecine yansıtmamızı sağlayan ve bu hedef doğrultusunda yeni teknolojileri hayatımıza katan bir dijitalleşme yöntemidir.

Dijital dönüşüm, organizasyonların çok daha etkin hale getirilmesi, verilen hizmetin verimli olması ve memnuniyet sonucu fayda sağlanılması hedeflerinin doğrultusunda gerçekleştirilen iş süreçlerinde ve kullanılan teknolojik unsurlarda başlar. Tüm bu süreç dijital dönüşümün temel ögeleri etrafında şekillenir. Bu öğeler insan, süreç ve teknolojidir. Verimli bir değişim için bütün unsurların dijital dönüşüme eksiksiz katkı sağlaması gerekir. Dijital dönüşüm adımı atan kurumlar çalışma şekillerini tamamen yeniden kurgular. Dijital dönüşümün bir parçası olmak bilinenin aksine yalnızca dijital teknolojileri kullanmaya başlamak değildir. Dijitale ait tüm yetkinliklerin benimsenmesidir. Dönüşümün amacı şirketin çalışma şeklini temelden değiştirerek dijitale uygun bir altyapı üzerinde inşaa etmektir.

Dijital dönüşüm sürecinin içerisinde yer alan iletişim tek yönlü değil, karşılıklıdır. Bunu bir döngü olarak düşünebilirsiniz. Dijital dönüşüme uyum sağlayan şirketler modern teknolojiyi benimserler ve daha verimli bir otomasyon oluşmasını sağlarlar. Kurumun müşterilerine sunduğu bu hizmet benimsendikçe gelişir ve bu gelişim daha verimli bir dijitalleşmeyi beraberinde getirir. Bu dönüşüm döngüsü arasında kurum, müşteri ve çalışanlar dijitalin zaman tasarrufunu, verimliliğini ve hızını kullanarak sağlıklı bir iletişim ağı oluştururlar.

Yani söz konusu dijital dönüşüm olduğunda bir hedefe ulaşınca duracak bir süreçten söz edilmez. Sürekli gelişen, değişen, alternatif ve dinamik bir yapıdan bahsedilir.

Bu yüzden dijitalleşmeye başlayan tüm kurumların sürekli kendilerini geliştirmesi ve yenilemesi gerekir. Bazı sektörler müşteri ve tüketici kaynaklı beklentiler nedeniyle bu sürece çok daha hızlı adapte olabildiler. İstatistikler dijital dönüşümü benimseyen ve uygulayan şirketlerin marka bilinirliği bazında ciddi artışlar yakaladığını, potansiyel müşterilere ulaşma hızlarının arttığını ve aynı oranda kazançlarını katladıklarını gösteriyor. Dijital dönüşümün bir parçası olmayanlar ise, dijitalleşen rakiplerinin karşısında yenik duruma düşüyor. Yani bugün dijitalde var olmak ya da olmamak gibi bir seçeneğiniz yok.

Dijital dönüşüm süreci oldukça zor ve güç gibi görünebilir. Dinamikleri değiştiren ve yeni teknolojiyi benimseten bu süreç hemen alıp kullanabileceğiniz bir ürün olmadığı gibi bugün sonuçlarını görebileceğiniz bir durum da değildir. Bu, emek isteyen ve strateji gerektiren bir değişimdir. Alışkanlıklardan vazgeçilmesi, net bir çözüm ile değil deneme yanılma yöntemi ile doğrudan şekillenmesi, sürekli ilgilenilmesi ve en önemlisi hemen harekete geçilmesi gereken bir süreçtir. Yeninin, dijitalin ardında kalmamak ve uyum sağlayanların karşısında mağlup olmamak için bir an önce dijital dönüşümü benimsemekte fayda var.

Yazar Notu: Bu yazı Mondes Business için yazılmış ve derginin Şubat sayısında yayınlanmıştır. 

Yorum Yazın

Navigate
Verified by MonsterInsights