Malum bir referandum sürecindeyiz. Meydanlar, televizyonlar, internet, gazeteler her biri ‘Evet’ ve ‘Hayır’ savaşının birer oyuncağı.
Şöyle bir düşünün, hangi medya yayınına güveniyorsunuz?
Bugün bir haber izlerken, siyasi bir eleştiri dinlerken, bir gazete haberi okurken tarafsızlık ilkesinin çiğnenmediğini düşünüyor musunuz?
Baktığınız her yer siyasi partilerin reklamlarıyla dolu.Gökyüzünü kapatan bayraklar, son ses açılmış seçim müzikleri, doğru kararın kendi düşünceleri olduğuna sizi ikna etmeye çalışan parti görevlileri. Ne kadarı etkiliyor düşüncelerinizi? Şahsen ben bugün bir partinin seçim müziği çok güzel diye vereceğim kararı değiştirmem yada kafamda belli bir düşünce varken bir parti görevlisinin beni durdurup ikna etmesine müsaade etmem.
Ne yazık ki toplumun büyük bir kısmı bugün ne için ‘Evet’ ve ne için ‘Hayır’ dediğinin farkında bile değil. Oylamasını yapacağımız sistemin getirdikleri ve götürdüklerini tam olarak bilmeden, anlamadan sandık başında oy kullanmanın bu ülkeye yarardan çok zararı var. Bugün bu yazıda yargılanan şey ‘Evet’ veya ‘Hayır’ diyenler değil. Bugün üzerine düşünmemiz gereken, neye evet dediğini veya neden hayır dediğini bilmeyen insanlar topluluğu. Bu bir parti yarışı değil, bu görüşlerini benimsediğiniz partinin kampanyasını yürüttüğü görüşe göre şekil alma durumu da değil. Bugün vatandaş olarak yapmamız gereken, yeni sistemin getirdiklerini bilmek, anlamak ve ardından karar vermeye çalışmak. Tayyip Erdoğan’a olan sevginiz yüzünden ‘Evet’ oyu kullanamayacağınız gibi Atatürk sevginiz nedeniyle de ‘Hayır’ oyu kullanamazsınız. Hayranlık, sevgi ve takdir etme sandığa gitmek için gerekli olan düşüncelerden değil. Bir parti yanlısı olmak, o partinin yönlendiği oyu vermekte değil. Maalesef ülke olarak siyasi partilere körü körüne bağlı olmaktan, bazen karşı tarafı dinlemediğimiz ve anlamadığımız için yeterli bir muhalefet oluşturamıyor ve birbirimizin görüşlerini saygı çerçevesinde çürütemiyoruz.
kullanmak elbette ki bir vatandaşlık görevi, düşünce özgürlüğü de bu ülkede var olmasını ezelden beri beklediğimiz yargılardan bir tanesi.
Kendi partinizin yandaşı olan gazeteyi okuyarak, haberini izleyerek doğru olan kararı verebileceğinizi düşünüyorsanız, hala çok büyük yanılgı içerisindesiniz. Bu sadece varolan düşüncenizi pekiştirir, anlayamadığınız karşıt düşünceye sizi daha fazla bilendirir. Herkes sistemi açıklayan maddeleri kendi tarafınca, kendi çıkarlarınca yorumlamaktan öteye gidemiyor. Siyasal reklamcılığın ucuzlaştığı gibi süreç içerisinde partilerin kendilerini açıklama şekilleride ucuzlaşıyor ve tüm bunların sonucunda ortaya yeni sistemin ne getirdiğini bile bilmeden oy vermeye çalışan bireyler çıkıyor.
Ne karar verdiğiniz inanın önemli değil, bu yazı kendi görüşümü savunmak için de değil.
Düşünmeniz anlamanız ve iki tarafı da dinlemeniz için.
Neden ‘Hayır’ ve neden ‘Evet’ olduğunu sistemin ışığında değerlendirip maddelere dayanarak açıklayabildiğiniz sürece bu ülkede istediğinizi düşünmekte, sandık başında istediğiniz oyu vermekte özgürsünüz.
Düşünmek için hala vakit var, başkanlık sisteminin ne gibi yenilikler getirdiğini bilmeyenler için:
Umarım doğru kararlarla bizden sonra bu ülkenin sınırlarında yaşayacak olan insanlara düşüncelerini özgürce söyleyebilecekleri, istediği görüşü savunup kimse tarafından hor görülmeyecekleri ve laikliğin gölgesi altında dinlenebilecekleri bir siyaset bırakabiliriz.
Umarım,
Hayır’lı günler olacak.