Nerede güvende hissedelim kendimizi? Nereye sığınalım, kime anlatalım, attığımız çığlıkları sağır insanlara nasıl duyuralım?
Benim bir kadını daha uğurlayacak gücüm kalmadı.
Nasıl anlatalım ? Onca kadını toprağa verdik, arkasından ağıtlarla siyahlar arasında ‘Susmak yok!’ dedik. Biz daha ne yapalım?
Erkekliklerine laf söylendiğinde göğüsünü kabarta kabarta kendini koruyan, söz konusu ‘namus’ olunca kendi canından insana kıyan sözde çok ahlaklı karşı cins, bu satırlar sizin için.
İki kez bileklerini keserek canına kıymış olan bir candan söz edelim hadi. Abisinin tecavüzüne uğramış, birde yetmezmiş gibi ailesi ‘şikayetini geri alması’ için baskı uygulamış.. En güzel yaşında hayallerinden, hayatından, sevdiğinden vazgeçmiş gencecik bir kadın.
Kalbinden vurmuş kendini, muhtemeldir ki abisinin isteklerine boyun eğmek zorunda kaldığı, gençliğinin elinden alındığı o ilk an zaten ölmüştü. İntiharın tek çıkış yolu olduğunu hissettirmek, bir canı intihara sürüklemek.. öldürmekten daha beter değil mi ?
Abi dediğin sarıp sarmalar, koruyup kollar. En korktuğun anda sana kucak açar. Canın yanarsa kahrolur, içi yanar. Abi sever, abi kollar.
İnsan abisinden bunu nasıl bekler? Beraber büyüdüğü, aynı yastığa baş koyduğu insanın sana dokunmak istediğini, seni farklı şekilde düşlediğini nasıl anlar ? Bir abi kardeşine doğru tecavüz etmek amacıyla nasıl adım atar?
Aile limandır, sığınırsın. Tüm korkulardan uzakta güvende hissetmek için adım atarsın. Ailemizdende korkacaksak, sokağa çıkarken tedirgin olacaksak sırf kadın olduğumuz için ölüme mahkum tutulacaksak gururla kalkacak başlarımız.
Hava karardığında kitapları göğsümüze bastırmak zorunda kalıyoruz ya hani, yolda yürürken önce bakışlarınızı sonra ‘laf atmak’ diye yorumladığımız hitaplarınızı görmezden geliyoruz ya hani, sizin için ‘erkeklik’ çok önemli ya hani. Gururla söylüyorum ‘Biz sizden daha erkeğiz’
Her yeni gün kalktığı için gurur duyduğunuz cinsel organlarınızın biryerlerde bir başka kadının düşlerini sonlandırdığını bilerek uyanıyoruz. Sokağa adım attığımız an ‘utanılacak bir şey’ mişiz gibi bakan insanlara rağmen dik durmaya çalışıyoruz. Kendi paramızı kazanmaya, kendi ayaklarımızın üstünde durmaya çalıştığımızda patronlarımızın sarkıntılıklarına susmak zorunda kalıyoruz. Sığındığımız adamların bize olan bağlılığının sebebinin kısacık bir an yaşanılan zevk olduğunu öğrenip buna rağmen yeniden sevmeyi deniyoruz. Biz bizim gibi milyonlarca kadının hayatıyla ödediği bu davanın arkasından hala var gücümüzle koşuyoruz.
Her yeni isim, her yeni hikaye sesini duyuramayan bir kadının daha artık olmadığını hatırlatıyor bizlere. Buna rağmen vazgeçmiyoruz.
Şu sayılanların hepsiyle beraber ‘erkeklik’ adı altında sizler için en önemli şey ‘namus korumak’ ya, biz sizler gibi aç gözlü zavallılara rağmen onu her yeni gün başarıyoruz.
Öyleyse cinsel kapasitesine yağdırılan övgülerle var olduğunu sanan, ‘adam’ lıktan nasibini almamış aciz erkek topluluğuna son söz.
Erkekliği sizden öğrenseydik, sizin izinizden gitseydik, bizim yerimizde sizi hayal etseydik
‘boyun eğmektense ölmeyi tercih edecek kadar cesur olamazdınız’
Solan umutlarının, yıkılan hayallerinin ve içimi yakan hikayenin bize güç verdiğini unutma. Öğreniyoruz Aysun, her yeni gün susmamayı, savaşmayı, kendi ayaklarımızın üzerinde durmayı öğreniyoruz.
Kalbine saplanan o kurşunun, ezilen tüm bedenleri ayaklandırması dileğiyle.
Rahat uyu, susmayacağız.