Üniversite sınavı gittikçe yaklaşırken ve işsizlik çığ gibi büyümeye devam ederken bu yeni yolculuğa kendini hazırlamaya çalışan okuyucularıma bir kaç gözlem sunmak istedim. Henüz daha sorumluluk bilincinin farkına varamamışken alınması gereken bir çok kararla yüzleşmek zorunda kaldığımız, daha hayatı anlamamışken ve kendi küçük dünyalarımızda başrol oynamaya devam ederken bir anda büyümek zorunda bırakıldığımız o en dolu dolu yaş 17 için bu yazı. 18 olmaya bir kala, yetişkin ve çocuk olmanın arasında bir yerde, genelde en acımasız taraflarıyla karşıladığımız hayatın seçim yapmamızı beklediği,çevrenin düşünceleri en kolay kirletebildiği aslında küçücük ama kocaman yoran bir 17. Şimdi siz sanıyorsunuz ki, en yakın arkadaşınızla yollar ayrılınca, en yakınınız tarafından ihanete uğrayınca, belkide ilk kez ‘çok seviyorum’ dediğiniz o insan sizi hiç sebepsiz bırakınca hayat yaşanılması çok zor bir hal oluyor. 17 yaşımdayken yazdığım yazıları okusanız şüphesiz ki hayatın bana gerçekten acımasız davrandığını düşünmek için bir çok sebep bulursunuz. Aslında hiç öyle olmayan durumları nasıl…