Genel

Altını Çizdiğim Cümleler: Kuyucaklı Yusuf

Kendimi bildim bileli kitap okumaya aşığım. Okuyamadığım, vakit ayıramadığım zamanlarda o kadar kötü hissediyorum ki, bir kabahat işlemişçesine huzursuz oluyorum. Ama el mahkum yaş büyüdükçe, hayatın akışına ciddi sorumluluklar ve stresler eklenince kitaplara ayrılan zaman azalıyor ne yazık ki. Öyle gençlik romanlarındaki vampirler, aşklar, kaçamaklar da çıkıp gidince hayatınızdan haliyle bir süre sonra D&R’da ‘Çok Satanlar’ kategorisini es geçmeye başlıyorsunuz. Tıpış tıpış Türk ve Dünya Edebiyatı bölümüne yöneliyor, Kişisel Gelişim’de birkaç tur atıyor, sevdiğiniz tarza yakın keşfedilmemiş bir hazine bulurum umuduyla saatlerce rafları inceliyorsunuz. Belki de bundan sebep eskiden okuduğum kitaplara bir dönüş yaşıyorum bu aralar. Şu anda yanı başımda Jane Austen’ın Gurur ve Önyargı’sı duruyor mesela. Bir de sanırım ortaokuldan beri, okurken en büyük alışkanlığım kitaplarda hoşuma giden, sevdiğim cümlelerin altını çizmek. Bu öyle bir alışkanlık ki, sırf kitapları yıpratmamak ya da arka sayfaya geçen mürekkeplerle uğraşmamak için özel kalemlerim bile var. Kütüphanemin başına geçip, bir kitap seçip, ara…

Neden Ambalajlı Süt?

Çocukluğumda en sevdiğim şeylerden biri de  ben okuldan geldikten sonra yemeğimi yerken kapının çalması, sütçünün gelmesi ve annemin tencerelere doldurttuğu sütü kaynatmasıydı.  Niye derseniz, mis gibi tazecik sütü kaynadıktan sonra ılıtıp lıkır lıkır içmeyi çok severdim. Her ne kadar kaymağını ayırsam da o kaymak sonra birikir, kahvaltıda balla kavuşur, ekmeğime konardı. Sonra aradan yıllar geçti. Ben büyüdüm. Haliyle biraz azalttım süt içmeyi. Ama yine de hiç vazgeçmedim süt sevgimden. Eskisi gibi sütçü gelmiyor kapıya ama her yerde açıkta satılan süt görmeye başladım.  Neredeyse her köşe başında açık süt bidonları var. Her ne kadar kaynamış sütü bardağa koyup ılıttıktan sonra içmeyi özlesem de açıkçası ben açık süt almıyorum. Çünkü güvenemiyorum. Sizde de öyle mi? Açık sütlerin nereden geldiğini tam bilmiyorum. Bunca virüs, bakteri, mikrop ortalıkta dolaşırken ben bu sütleri güvenip alamıyorum. Bu konuda biraz araştırma da yaptım. Açık süt hakkında öğrendiklerim bu konudaki şüphelerimi haklı çıkardı. Öncelikle en…

14 Şubat Sevgililer Günü | Hediye Önerileri

Belli, bizde bir hediye alma problemi var. Ezelden beridir hep aynı çerçeve içerisinde hediyelerle birbirimizi avutup duruyoruz. Hazır kutlamayacağım bir 14 Şubat var önümde, bende krizi fırsata çevirerek kamu yararına bir araştırma yapayım dedim. Siz hediye almaktan nefret eden özgür ruhlu bedenler, kapitalist sistemin oyunları böyle günler diye savunmaya geçmeden önce buraya bir not düşelim. Böyle günlerde beklenen hediyelerin genellikle maddiyatla bir ilgisi yoktur. Öyle bakan kişilere de denk geldim ömrümde ne yazık ki ama aslında istenilen önemsendiğini hissetmektir. Karşınızdaki insana onu sevdiğinizi göstermeniz için bir araç olarak bakabilirsiniz bu tarz günlere. Şayet bunu her gün yapıyorsanız, 14 Şubat’ı pazarlama aracı olarak kullanan markalara para kazandırmak zorunda kalmazsınız. Bu konuda lütfen artık ortak bir noktaya varalım, senelerdir aynı tartışmanın ortasında çürüyüp gidiyoruz çünkü. Ay bayılıyorum böyle popüler kültürün kölesi yazılarda anlatımı umursamadan sohbet ediyormuşçasına yazı yazmaya. Her neyse, aşağıda listelediğim tüm ürünler benim gözümde alınabilecek en cool, en güzel ve…

Ruhuma İşleyen Şiirler | Arşiv

‘Altı Çizili Cümleler’ sonsuzluğa doğru uzayıp giderken, bir de şiir arşivi tutmanın yararı var diye düşünüyorum. Şiir benim hislerimde, herkes de farklı duygular uyandıran, her satırında başka bir anı taşıyan, manasını anlamak için yaşanmışlıklara sahip olmak gereken çok başka bir sanat. Kitaplar bu özellikleri bir nebze taşısa bile şiirler hayatımızın farklı zaman dilimlerinde başka anlamlar yükleyebileceğimiz kelime senfonileri bana göre. Aşk’a dair bir şiir bundan seneler önce okuduğum zaman bana çok daha hafif anlamlar aşılarken bugün okuduğumda bambaşka bir duygu yansımasına neden oluyorsa, bu teori kanıtlamaya çok ihtiyaç duyulmadan onaylanabilir herhalde. Zaman içinde, biz değiştikçe, büyüdükçe belli ki okuduğumuz satırların etkisi de içimizden eksiliyor ya da tam tersi, artıyor. Bu nedenle bu yazı, tıpkı yakın bir zamanda sizlerle buluşacak ‘Altı Çizili Cümleler’ yazım gibi sonsuzluğa giden bir arşiv niteliğinde. Satırlar bana dokundukça, ruhuma işleyen şiirleri keşfettikçe bu yazıya eklemeler yapacağım. Hep güncel tutacağım bu arşiv için, sizin de ruhunuza işleyen,…

Yoksa Sen De Aldığı Kararları Uygulayamayanlardan Mısın?

“Başlamakla ilgili bir sorunum yok, milyonlarca şeye başladım ama hiçbirini bitiremedim. Neden bitiremiyorum?”  Siz de bir türlü başladığınız şeyleri aynı kararlalılık ve istikrarla bitiremiyor musunuz? Bitiremediğim şeyler neler mi? Her Pazartesi başladığım diyetim, 1 yıllık ödemesini peşin yaptığım spor üyeliğim, son 3 aydır düzenlememi bekleyen  kitaplığım gibi gibi.. Bu örnekleri çoğaltıp daha fazla kendi moralimi bozmak istemiyorum 🙂 New York Times Bestseller, Amazon Puanı: 4.8/5 olan “BİTİR” ,  son zamanlarda okuduğum en dikkat çekici ve aldığım kararları hayata geçirmemde yardımcı olan bir kitap oldu. Üstelik sadece 2 günde bitirdim. Şimdi size okuduğum kitaptan kısa kısa bilgiler aktarmak isterim.  Araştırmalara göre, yeni yıla girerken alınan kararların yüzde 92’si başarısızlıkla sonuçlanıyor. Buna şaşırdık mı ?! Bunun ardındaki en büyük ve en sinsi neden, tembellik değil mükemmeliyetçilikmiş. Hepimiz kendimizin en acımasız eleştirmeniyiz ve mükemmel olmayacağını düşünüyorsak hiç yapmamayı tercih ediyoruz. Bu nedenle, iyi bir başlangıç yapmış bile olsak, sonuçların istediğimiz gibi olmayacağını düşünmeye…

Navigate